Türkiye Arıcılığının Mevcut Damızlık Yapısı
Türkiye’de Koloni Verimi Çok Düşük
Dünya’da 50 milyon bal arısı kolonisi var ve toplam bir milyon ton bal üretilmektedir.
Türkiye 5,3 milyon koloni varlığı ile Çin’den sonra Dünyada ikinci ülke konumundadır.
Dünya bal ticareti 350.000 tondur. Türkiye Dünya bal ticaretinde yer alamamaktadır.
Türkiye 2008 yılında bal ithal etmiştir.
Önlem alınmasa gelecek yıllarda da bal ithalatı söz konusu olabilir.
Çin’de koloni başına verim 48 kg. Kanada, Avustralya gibi ülkelerde verim Çin’den de yüksek. Arjantin, Meksika, Ukrayna ve ABD de verim 25 kg’ ın üstündedir.
Dünya koloni verim ortalaması 20 kg. (FAO 2010).
Türkiye’nin koloni başına bal verimi 15 Kg dır. Ve çok düşüktür.
Türkiye Beş Ayrı Arı Irkını Barındırıyor
Türkiye’nin 7 ayrı iklim bölgesin de, 12.000 bitki çeşidi bulunuyor.
Bunların takriben üçte biri ballı bitkiler.
Arı bilimcileri Bodenheimer, F.Rutner, Br. Adam ve pek çok Türk araştırmacılara göre Türkiye’de beş ayrı bal arısı ırkı mevcut.
Rutner’in Ortadoğu Arı Irkları Haritası
Her Irk Kendi Bölgesinde Verimli İdi.
Gezginci arıcılık başlamadan önce Türkiye’de Kafkas, Anadolu, Muğla, Suriye ve İran Arı Irkları kendi bölgelerinde yaşıyorlardı. Ve kendi ekolojilerinde verimli idiler.
Her ırk kendi bölgesinin ikliminde ve bitki örtüsünde on binlerce yıl yaşamış, olumsuz iklim şartlarına dayanabilmiş, hayatta kalabilmişlerdi.
Orijinal anadolu Arısı Arılığı Kapullu köyü Beypazarı Ankara
Orijinal Kafkas Arısı Arılığı Uğur Köyü Camili Borçka Artvin
Türkiye’de Doğal Arı Irkları Kaybolma Sürecine Girdiler
Şimdiler de saf ırklar kolay bulunamamaktalar.
Diğer yandan bu doğal arı ırkları arıcılığı geliştirmek, koloni başına verimi yükseltmek için elde mevcut en önemli ve son kaynaklardır.
Türkiye arıcılığı bu genetik çeşitlilikten yararlanamamış, tam tersine onlarca nesil birbirleri ile melezlenen ırkların verimsiz melezleri ile arıcılık yapma zorunda kalmıştır.
Koloniler kamyonlarla bölgeden bölgeye, binlerce kilometre uzaklara taşınmaktadır.
Yirmi- Otuz kuşak Melez Koloniler Oluştu (Genetik Kirlilik)
60 yıldır sürdürülen gezginci arıcılık nedeni ile saf ırklar kendi coğrafyalarında bile melezleştiler.
Şu anda arıcıların ellerinde 20 –30 kuşak melez koloniler bulunmaktadır.
Melezlenme, gezginci arıcılık, arı ticareti, yanlış Ana Arı üretimi ve satışı ile artarken, yurt dışından gelen yabancı ırklarda melezlenmeyi artırmaktadır.
Şimdilerde üç milyona yakın koloni yılda 3-5 kez yer değiştirerek arıcılık yapılmaktadır.
Türkiye’de arıcıların göç yolları. Üç milyona yakın koloni sürekli gezdirilmektedir
Gezginci Arıcılık:
1950’li yıllardan itibaren ulaşım imkânlarının gelişmesi ile başlayan gezginci arıcılık sisteminde, arıcılar, arılarını nerede taze çiçek varsa o çiçeklerden bal üretmek için taşımaya başladılar. Arıcılar bu işi daha da ileri götürerek, bir bölgenin arısını başka bölgelerde kışlatmaya başladılar.
Bal arısı üreme biyolojisine göre ana arılar kendi kovanının erkek arıları ile döllenmezler. Kovanlarından birkaç Km uçtuktan sonra feremon hormonu salgılarlar. Bu hormonu algılayan başka kovanların erkek arıları ile döllenirler. Gezginci arıcılık düzeninde arı biyolojisinin gereği değişik ırkların kolonileri birbirlerini dölleyerek melezleştiler.
Şimdilerde yılda üç milyona yakın koloni yılda 3-5 kez yer değiştirerek arıcılık yapılmaktadır.
Melezlenmenin boyutu her geçen yıl katlanarak artmaktadır.
Gezginci arıcıların ellerinde ırk özelliklerini kaybetmiş, çok oğul veren hırçın bal yapmayan koloniler oluşmuştur.
Arı Ticareti
Eylül ve ekim aylarında Çam Pamuklu Koşnilinin (Basra Böceği) salgısından bal yapan Muğla Arısı Dünya’nın en hızlı gelişen arısıdır. Bu arı ilkbahar ve yaz aylarında bal stoklamaz, sürekli yavru yapar. Bu arının genetiğinde ilkbahar ve yaz ayları çoğalma, Eylül Ekim aylarında Basra’dan bal yapma davranışı vardır. Bu arı on binlerce yıl böyle yaşamış ve genetik şifresi böyle oluşmuştur.
İlkbahar ve yaz aylarında gelişme hızı yüksek olan bu arı Ege Bölgesi’nden arı tüccarları tarafından satın alınarak Türkiye’nin diğer bölgelerine satılmaktadır. Ancak bu arı satıldığı Anadolu’nun diğer bölgelerinde sonbaharda Basra Böceği olmadığı için aç kalmakta ve kışında ölmektedir.
1990 – 2000 yılları arasında Ege Bölgesi’nden alınan 700 bin koloni Anadolu’ya dağıtıldı. Bu koloniler melezleşmeyi hızlandırdılar ve verildikleri yerlerde iklim uyumsuzluğundan dolayı öldüler. Bu yanlışlık halen devam ettirilmektedir. İlkbaharda Güney ve Ege Bölgelerinden edinilen koloniler doğu illerine satılmaktalar ve bu koloniler doğu illerinde kışın ölmekteler.
Ankara İlinde 1982 yılında 90.000 koloni varken 1990 yılından sonra kamu desteği ile 5 kez toplam 20.000 koloni dağıtılmıştır. Şimdilerde Ankara İlinde toplam sadece 60.000 koloni bulunmaktadır. Başta dağıtılan koloniler olmak üzere Ankara’da kolonilerin %50’si ölmüştür.
Muğla Arısı kendi bölgesine uygun bir arıdır, ancak başka bölgelerde melezleri bile ölmektedir.
Arı ticareti ile de melezlenme hızlandırılmaktadır.
Arı ticaretinden kazananlar sadece arı tüccarlarıdır.
Yanlış Ana Arı Üretimi ve Satışı:
Bölgesel arı ırklarını korusunlar ve arıcılara ana arı üretimini öğretsinler diye 1960’lı yıllarda Ankara’da Arıcılık Araştırma Enstitüsü; Fethiye, Bitlis ve Ardahan’da üretme istasyonları kurulmuştu. Bu kuruluşlar, on binlerce yılda oluşmuş ve kendi bölgesinde verimli olan doğal arı ırklarını koruyamadılar ve kapatıldılar.
Kafkas Irkı’nın dışındaki doğal ırklar korumaya alınamadılar.
Son yıllarda yürütülmeye çalışılan Ülkesel Arıcılık Projesi’nde de ırk bazında belirleme ve koruma ele alınmadığından ırklar belirlenip korunamamış ve damızlıklar oluşturulamamıştır.
1980’li yıllarda başlayan ana arı üretimi damızlık ayağının oluşturulamaması ve denetimsizlik nedeni ile gelişemedi. Halen üretilmekte olan yıllık 200.000 civarındaki ticari ana arıların tamamı Kafkas diye pazarlanmaktadır. En olumlu tanımlama ile bu ana arıların %80’i üretim maliyeti ucuz olduğu için Ana Kafkas x Baba Muğla melezleridir.
Muğla Baba melez ana arıların yaz aylarında bal stoklamadıkları, sürekli yavru yaptıkları ve kendilerini çam balına hazırladıkları bilinmektedir.
Muğla Baba melez ana arılar sonbaharda çam balına götürülmediği takdirde yeteri bal stokları olmadığından kışı soğuk geçen bölgelerde yaza çıkamamaktalar.
Üretilmekte olan Kafkas Ana x Muğla Baba ana arıların tamamı Muğla Arısı’nın bölgesi dışına satılmaktadır ve bu ana arıların kullanıldığı koloniler kışın ölmektedirler.
2011 yılında Ankara’da Ana Arı üretimi yapan işletmelerin kontrol raporuna göre bu işletmelerde yukarıdaki yanlışlıklar belirlenmiştir. Bu işletmelerde erkek arı yetersizliğinden dolayı ana arı kalitesi çok düşüktür. Muğla Baba melez ana arılar da melezleşmeyi hızlandırmaktadır.
Yurt Dışından Gelen İzinli ve Kaçak Ana Arılar.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yürürlükteki mevzuatına göre
Kafkas dâhil İtalyan, Karniol, Buckfast gibi ana arıların Türkiye’ye girişi yasaktır.
Kafkas Arısının yurt dışına çıkışı da yasaktır.
Ancak arılarla çalışan bazı kamu kurumları ve üniversiteler yabancı arıların melezlerini dağıtmaktadırlar.
Bakanlıkça ana arı üretim izni verilmiş bazı üreticiler de bu ana arıların melezlerini satmaktadırlar.
Bu yabancı ırklarla da genetik kirlilik artırılmaktadır.
Erkek arı kolonisi bulundurulmayan, Ana arıların yeterince döllenemediği çiftleştirme bölgesi
Melez Koloniler Küçüldüler, Hırçınlaştılar, Dirençleri Azaldı ve Verimsizleştiler
Ballık dahi kullanılmayan Muğla arıcılığında olduğu gibi koloniler küçüldüler.
Koloniler yeteri büyüklüğe ulaşmadan yani kuluçkalığı bile doldurmadan oğul vermekteler. Kolonilerin dirençleri azaldı, arı hastalıkları arttı, hırçınlaştılar ve verimsizleştiler.
Melez arıların hırçınlığı nedeni ile yerleşim yerlerinde arı sokmalarından şikâyetler arttı. Amatör arıcılar yerleşim yerlerinin dışına çıkmaya zorlanıyorlar. Gezginci arıcılar meskûn yerlerden çok uzaklara yerleşmeye mecbur kalıyorlar.
Ege Bölgesi’nden toplanarak Anadolu’ya dağıtılan ve ölen 700.000 koloni gibi; kolonilerin bölgelere uyumu zorlaştı. Kurak yıllarda ölümler arttı: 2007-2008 yıllarında yaşanan kuraklık nedeni ile %40-50 oranına varan koloni kayıpları oldu.
2011 – 2012 kışı kayıpları % 30 un üzerinde seyretti.
2012 yazında yaşanan olumsuz iklim koşulları nedeni ile 2012 kışında % 40-50 oranlarında koloni kayıpları beklenmektedir.
Gezginci arıcılık, Arı ticareti, Yanlış ana arılar ve yurt dışından gelen ırklarla aşırı melezleşme sonucu çok oğul veren, hırçın, soysuz, bal yapmayan koloniler oluştu.
Teknik Arıcılık Uygulanmıyor, Ana Arılar Yenilenmiyor
Arıcılarımızın kolonilerinde damızlık ana arı kullanmamaları ve ana arılarını yenilememeleri nedeni ile koloni başına verim düşüktür.
Arıcılık tekniğine göre bir koloninin ana arısının her yıl ya da en geç iki yılda bir yenilenmesi gerekir. Yenilenen ana arılar yüksek verimli ve bölge şartlarına adapte ana arılar olmalıdır.
Türkiye geneli için yılda en az koloni varlığının yarısı kadar 2 milyon 650 bin ana arı ihtiyacı vardır. Kalitesi bir yana, yılda üretilen ticari ana arı miktarı 200.000 civarındadır. Bu üretim ihtiyacın ancak on üç de biridir.
Bir kısım arıcılarımız ellerindeki soysuzlaşmış, çok oğul veren koloniler kendiliğinden kolayca ana arı yaptığı ve değiştirdiği için ana arı üretmeyi gereksiz buluyorlar. Ege Bölgesi arıcılarımızın ellerindeki Muğla arısı melezi koloniler bu grup kolonilerdir.
İleri derecede melez koloniler çok oğul yaptığı için ana arılar doğal olarak gençleşiyorlar. Ancak oğul veren koloniler de bal yapmıyorlar. Arılıkta koloni sayısı azalmasa bile bal üretimi artmıyor.
Arıcıların büyük çoğunluğu ana arı üretimine zaman ayırmıyorlar.
Ticari ana arı alıp kullananlar ticari ana arıların kalitesizliği nedeni ile yeteri fayda görmedikleri için ana arıyı önemsemiyorlar.
Son yıllara kadar da kendi ana arılarını üretmek isteyenler damızlık ana arı bulamıyorlardı.
Düşük Verim Nedeni ile ya Şekerli Besleme Yapılmakta ya da Arıcılık Terk Edilmekte
Düşük verim nedeni ile daha fazla gezgincilik yapılmakta ve işletme masrafları daha da artmaktadır.
Melez kolonilerden verim alınamadığı için şekerli besleme daha da yaygınlaşmaktadır.
Kolonileri besleme amacı ile mısır şekeri orijinli takribi yıllık 15.000 ton ticari arı keki kullanılmaktadır.
Petekli bal üretimi amaçlı en az 20.000 ton pancar şekeri kullanılmaktadır.
Bu şekerler hesaba katıldığında koloni başına verimin 10 Kg’ın da altında olduğu görülmektedir.
Şekerli besleme ile bal kalitesi düşmektedir.
Şekerli besleme yapmayan iyi niyetli üreticiler işletmelerinin masraflarını karşılayamadıkları için arıcılığı terk etmektedir.
Arıcılıkta tam bir kısır döngü yaşanmaktadır.
Diğer Ülkeler Bu Sorunu Nasıl Çözmekteler?
Arıcılığı gelişmiş ülkelerde yerli ırkların seleksiyon ve ıslah çalışmaları yapılmıştır.
Yapılan bu çalışmalarla yüksek verimli, bölgesine adapte damızlıklar oluşturulmuştur.
Arıcılar bu yüksek verimli damızlıklardan üretilen ana arılarla arıcılık yapmaktalar.
Orijinal ırkı olmayan ülkelerde kendi iklimlerine uygun damızlıkları ithal ederek arıcılık yapmaktalar.
Almanya’da Karniol, Avustralya ve İsrail’de İtalyan gibi ırklar kullanılmakta, Çin, ABD ve Rusya gibi birkaç ırkın kullanıldığı değişik iklimlere sahip geniş ülkelerde ise arıcılar kendi bölgelerine uygun ırklar ile arıcılık yapmaktadırlar.
Bu ülkelerde her arıcı hangi arı ırkı ile çalıştığını bilmektedir.
Her arılık kolonilerinin ana arılarını her yıl veya en geç iki yılda bir yenilemektedir.
Arıcılar ihtiyaçları olan ana arıları ya kendileri üretmekte ya da ismine doğru güvenilir ticari ana arıları satın alarak arıcılık yapmaktadırlar.
Türkiye’de Damızlık Sorunu Nasıl Çözülür?
Türkiye arıcılığı 60 yıl zaman kaybetmiştir. Bu sorun çözülmeden arıcılığı sürdürmek mümkün değildir.
Kafkas ırkında olduğu gibi Anadolu, Muğla ve Meda doğal arı ırkları acilen tanımlanmalı ve korunmalıdır.
Korunan kolonilerde seleksiyon çalışmaları yapılmalıdır.
Selekte edilmiş materyalden damızlık ana arılar üretilmelidir.
Bu damızlık ana arılar ticari ana arı üreticilerine ve kendi ana arısını üreten bal üreticilerine servis edilmelidir. Her arıcıya kendi kullanacağı melez ana arısını nasıl üreteceği öğretilmelidir. Her bölge için uygun saf ırk veya saf ırkın melezi belirlenmeli ve üreticilere tavsiyede bulunulmalıdır.
Bölgelere uygun ticari ana arı üretimi ve pazarlaması denetim altına alınmalıdır.
Ticari ana arı üreten işletmelerin ismine doğru üretim yapıp yapmadıkları ve üretilen ana arıların üretim kalitelerinin yeterli olup olmadığı denetlenmelidir.
Her arıcı ana arılarını her yıl veya iki yılda bir yenilemelidir.
Bu çalışmalar yapıldığında koloni başına bal verimi bugünkünün en az iki katına çıkacaktır.
ANG Vakfı Tarafından AR-GE Faaliyeti Olarak Yürütülen Damızlık Kafkas Arısı Çalışmaları Diğer Irklarda Yapılacak Damızlık Çalışmalar İçin Önemli ve Başarılı Bir Örnektir.
Kafkas Arısı 1998 yılında Artvin – Borçka – Camili izole bölgesinde korumaya alınmıştır.
Havzadaki 2400 kolonide seleksiyon çalışması yapılmaktadır. Seleksiyonda suni tohumlama tekniği kullanılmaktadır. Camilide üretilen bu Kafkas Arısı 2004 yılında Bakanlık Irk Tescil Komisyonu tarafından tescil edilmiştir.
Üretilen Saf Kafkas Ana Arılar Bakanlık tarafından damızlık kabul edilmektedir.
Bölgede yapılan bilimsel çalışmalarda Kafkas Arısı’nın Camili ve Posof - Süngülü olmak üzere iki ayrı eko tipinin olduğu belirlenmiştir. Rusya’da Kafkas arısının 6 ayrı eko tipi mevcuttur.
Selektif 400 Saf Kafkas koloniden oluşan damızlık Ana Arı üretim işletmesi kurulmuştur.
Damızlık işletmesinde ve sözleşmeli arılıklarda yılda 7500 Saf Kafkas Ana Arı üretilmektedir. Sistemden her yıl seçilen 100 koloni eşit şartlarda bal üretiminde yarıştırılmakta ve bu kolonilerin en verimlileri bir sonraki yıl damızlık olarak kullanılmaktadır.
Camili’deki seleksiyon ve üretim çalışmalarının benzeri Posof’ta da yapılmaktadır. 300 selektif koloniden oluşan damızlık arılığı kurulmuştur. Posof işletmesinde yılda 2500 ana arı üretilmektedir. Camili ve Posof izole bölgelerinde üretilen Saf Kafkas Damızlık Ana Arılar ticari ana arı üreten işletmelere ve kendi ana arısını üreten bal üretim işletmelerine damızlık olarak servis edilmektedir.
Camili orijinli Ana Arılar Karadeniz ve Marmara Bölgelerine, Posof Orijinli Ana Arılar Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgelerine verilmektedir.
Her biri ülkemizin bir doğal varlığı olan bal arısı ırklarını korumanın önemini gören ANG Vakfı 14 yıl önce Camili’ye gitmiş, çok zor şartlarda çalışmış, kamu kaynağı kullanmadan Kafkas Arısını izole etmiş ve tescilini sağlamıştır. Seleksiyon çalışmalarını halen sürdürmekte ve bugün damızlık Kafkas Ana Arıları arıcının hizmetine sunmaktadır.
Orijinal Siyah renkli Kafkas Arısı kolonisi
Ana arı üretiminde sağlıklı ana arı gözleri
Borçka Camili Köyünde suni tohumlama laboratuarı
Damızlık Saf Kafkas Ana Arı Üretim İşletmesi ,Camili
Damızlık Saf Kafkas Ana Arı çiftleştirme arılığı , Camili Efeler Köyü
Seleksiyon ve suni tohumlama programı bal üretimi test kolonileri Camili Maral köyü.
Posof Eko tipi Saf Kafkas Ana Arı Üretim Arılığı, Posof, Ardahan
Damızlık Ana Arılar kargolarla arıcılarımıza ulaştırılmaktadır.
Kafkas Damızlıkların Türkiye Arıcılığına Yaptığı Katkı
Bal üreticileri servis edilen toplam 10.000 adet Saf Kafkas ana arıyı kendi melez ana arılarını üretmede kullanmaktadırlar.
ANG Vakfı’nın arıcılık çalışmalarında geliştirilen ve her arıcının kolayca uygulayabildiği basit ana arı üretim tekniği; bedelsiz olarak gönderilen broşür, kitap, CD’ler ve televizyon eğitim programları ile arıcılarımıza anlatılmaktadır.
Arıcılarımız her bir damızlık Ana Arıdan ortalama 25 adet kendi kullanımları için F1 melez ana arı üretebilmektedir. Türkiye genelinde üretilen birinci nesil (F1) melez ana arı miktarı yıllık 250.000 civarındadır.
Bal üreticileri tarafından üretilen bu ana arılar yılda en az beş bin ton fazla bal üretilmesine vesile olmaktadırlar.
Üretilen fazla balların ise değeri 50 – 75 milyon liradır.
Arıcılar bu sistemden çok memnundurlar.
Tüm bu çalışmalarda akademisyenlerden ve yabancı uzmanlardan yararlanılmaktadır.
Damızlık ana arı satışlarının bölgelere göre dağılımı tablosu
Kendi ihtiyacı ana arılarını üreten organik bal üreticisi bir arıcı Karşı köy Borçka, Artvin.
Kendi ihtiyacı ana arılarını üreten arıcılarımızın el kitabı
Uluslararası Kafkas Arısı Çalıştayı katılımcıları Camili köyü Borçka Artvin
Macahel Arıcılık A.Ş’ nin Ticari Ana Arı Üretim İşletmeleri
Ticari ana arılar doğrudan bal üreticilerine servis edilmektedir.
Macahel Arıcılık A.Ş. Camili ve Posof izole bölgelerinin dışında Artvin’de Ana Kafkas x Baba Kafkas (Artvin Kafkası) 3000 ticari ana arı üretmektedir.
Bu ana arılar Karadeniz ve Marmara bölgelerine verilmektedir.
Ankara’da seçilen bir izole bölgede Ana Kafkas x Baba Kafkas, 10.000 adet ticari ana arı üretilmektedir.
Bu ana arılar Doğu Anadolu ve İç Anadolu’ya verilmektedir.
Aydın’da, Ana Kafkas x Baba Muğla 5.000 ticari ana arı üretilmektedir.
Bu ana arılar Ege ve Akdeniz bölgelerindeki çam balı üreticilerine verilmektedir.
Ticari Kafkas (F1) Ana Arı üretim işletmesi, Güdül, Ankara
Ticari Kafkas (F1) Ana Arı üretim işletmesi , Kızılcahamam, Ankara
ANG Vakfı Diğer Arı Irklarını da Programına Almıştır.
ANG Vakfı Kafkas Arısı’nda olduğu gibi Anadolu ve Muğla Arı Irklarının da belirlenmesi, izole alanlarda korunmasını ve damızlık merkezleri oluşturulmasını programına almış ve çalışmaları başlatmış bulunmaktadır.
“Orta Anadolu Arısını Belirleme ve Koruma Projesi” Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı TAGEM Genel Müdürlüğü’ne AR-GE desteği için sunulmuştur. Proje tüm aşamalardan geçerek destek sözleşmesi imzalanmıştır.
Projenin toplam üç yıllık giderleri olan 2.330.000 TL ihtiyacın 190.000 TL lik kısmı Bakanlık AR-GE fonlarından desteklenecektir.
Orta Anadolu Arısını Belirleme ve Koruma Yöntemi:
Orta Anadolu Arısı’nın bilinen özellikleri:
*Sarı renkli,
*Kışa çok dayanıklı,
*Kış aylarında çok az bal tüketen,
*Erken ilkbaharda hızlı gelişen,
*Kovanının yerini şaşırmadan bulabilen,
*Kısmen hırçın
*Sadece Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında vejetasyonun olduğu İç Anadolu stebinde üç ayda koloni gelişimini tamamlayıp, diğer dokuz ay için kendine yetecek stoklayabilen bir arı ırkı olarak tanınmaktadır.
Anadolu Arısını en iyi tanımlayan B. Adam’dır. Anadolu Arısı’nı erkek hattı olarak kullanmış ve Dünya’nın en verimli Buckfast melezini yapmıştır.
Anadolu Arısı Çin’de de kullanılmaktadır.
Orta Anadolu Arısını Belirleme ve Koruma Projesi’nde Yapılan Çalışmalar
a. Saha ve Arıcı Taraması:
Orta Anadolu Arısı’nın bilinen özellikleri göz önünde tutularak saf veya safa yakın kolonilerin hangi arıcılardan temin edileceği belirlenecektir. Ankara, Eskişehir, Çankırı, Karabük, Kırıkkale, Çorum, Yozgat, Kastamonu, Sinop, Konya, Kayseri, Aksaray ve Niğde İlleri taranacaktır. Ankara ilindeki arılıklar belirlenmiştir.
b. İzole Alanda Koruma Arılığının Tesis Edilmesi
Ankara – Kızılcahamam – Kırkırca Köyü Kaplan Deresi izole alan olarak belirlenmiştir. Orman Genel Müdürlüğünden izin alınmış, yol yapılmış, arılık yaban hayvanlarının tahribatını önlemek için tel çitle çevrilmiştir. Her arılıktan 10-20 civarında Anadolu kolonisi geleneksel sepet kovanlar içindeki satın alınmakta ve koruma arılığına getirilmekte ve çerçeveli kovanlara aktarılmaktadırlar.
c. Genetik Analizler
İşçi arıların kanat damarlarında yapılan ölçümlemelerle ilk etapta hangi orijinal grupların Anadolu Arısı özelliği gösterdiği belirlenecektir. Anadolu Arısı özelliği gösterenler sistemde tutulacaktır. İleri aşamalarda diğer morfolojik çalışmalarla Mikrosatalit ve DNA analizleri yapılacaktır.
d. Fizyolojik Gözlemler
Koruma arılığına alınan kolonilerin 10-15 günlük aralıklarla fizyolojileri; yani ana arılarının yaşı, koloni kondisyonu, yavru kondisyonu, ördüğü petek miktarı, ana gözü yapma davranışı, oğul verme davranışı, kışlama özelliği, hırçınlığı, temizleme davranışı ve topladığı nektar miktarı gözlenecektir.
e. Suni Tohumlama Çalışmaları
İkinci ve üçüncü nesil kolonilerin ana arıları her orijinal grup için o grubun kolonilerinden üretilecek ve aynı grubun erkek arıları ile suni döllenerek elde edileceklerdir. Orijinal gruplar birbirleri ile karıştırılmayacaklardır.
f. Değerlendirme
Kolonilerin morfolojik, fizyolojik ve genetik değerleri üç nesil izleneceklerdir. Üç nesilde değişiklik göstermeyen orijinal gruplar elde tutulacaklardır. Orijinal grupların ortak değerleri Anadolu Arısı’nın özelliklerini oluşturacaktır. Ortaya çıkan ortak değerler Anadolu arısının değerleri olarak alınacak ve tescili istenecektir.
g. Ana Çıktı
İlk üç yılda elde edilecek ana çıktı melezlikten arındırılmış orijinal Anadolu Arısı kolonilerinin elde edilmesi ve Anadolu Arısı’nın Morfolojik, Mikrosatalit, DNA ve Fizyolojik değerlerinin belirlenmesi olacaktır.
h. Seleksiyon ve Diğer Islah Çalışmaları
Daha ileri yıllarda her orijinal gruptan üretilecek kız kardeş Ana Arılar, eşit çevre ve bakım besleme şartlarındaki test arılıklarında yarıştırılacaklardır. Bu yarışmada hangi orijinal grubun veya grupların daha verimli olduğu ortaya konacaktır.
Orijinal sepet kovanda sarı renkli Anadolu Arısı
Anadolu Arısı arılığı , Oyma ağaç Köyü, Beypazarı , Ankara
Anadolu Arısı arılığı , Kirmir Kanyonu, Taşören Köyü, Güdül, Ankara
Anadolu’da 3000 yıldır kullanılan geleneksel sepet kovanlar ve koloninin çerçeveli kovana aktarılması
Anadolu Arısını koruma arılığı , Kaplan deresi , Kırkırca Köyü, Kızılcahamam
Muğla Arısını Belirleme ve Koruma Yöntemi:
Muğla Arısının Bilinen Özellikleri :
Gri esmer renkte,
İlkbaharda hızlı gelişen,
Canavar sarı arıya karşı savunma içgüdüsü olan,
Binlerce yıldır Çam Pamuklu Koşnili ile bir nevi ortak yaşamış,
Yıllık koloni gelişimini ilkbahar florasına göre değil, sonbahardaki Çam Pamuklu Koşnilinin salgı zamanına göre düzenleyen bu fizyolojik davranışı nedeni ile Dünya’da benzeri olmayan bir arı ırkıdır.
Yapılan bir araştırma,
Ana Kafkas x Baba Muğla melezlerinin orijinal Muğla ile paralel verimli, Ana Muğla x Baba Kafkas melezlerinin orijinal Muğla’dan daha yüksek verimli olduğunu göstermektedir.
Muğla Arısı’nın belirlenmesi ve korunması çalışmaları da Orta Anadolu Arısı’nda izlenen yöntem uygulanarak yürütülecektir.
Koruma alanı olarak Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın batı ucundaki Koyunlu Tepe ile Deveboynu Tepe arasındaki Bademlik alanı öngörülmektedir
Özellikle Muğla ana x Kafkas baba melezleri üretimi için, saf Muğla arısı ortaya konacaktır.
Dilek Yarımadası Milli parkı , Kuşadası , Aydın
Destek Gereksinimi
Damızlık Çalışmaları Desteklenmelidir.
Kafkas arısının gen merkezi olan Camili ve Posof’taki kolonilere TAGEM Genel Müdürlüğünce yerli ırkların üretici elinde korunması desteği verilmektedir.
Bu destek artırılmalıdır.
ANG Vakfı’nın Anadolu ve Muğla Arılarını Belirleme ve Koruma Projeleri desteklenmelidir.
Bu projelerin finansman gereksinimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Anadolu arısı için yapmış olduğu AR-GE desteği gibi kaynaklarla desteklenmelidir.
İzole Alan Gereksinimleri
Orta Anadolu Arısının korunması için; Orman Genel Müdürlüğünce Kızılcahamam Kırkırca köyü Kaplan deresinin kullanılmasına müsaade edilmiştir.
Muğla arısı için Dilek yarımadasının batı ucundaki yeterli bir alanın kullandırılması talebimiz bulunmaktadır.
Bu destekler sağlandığında ANG Vakfı gereken her iki ırk için belirleme ve koruma çalışmalarını yapabilecek deneyim ve kadrolara sahiptir.
Kendi Ana Arılarını Üreten Bal Üreticisi Arıcılar Desteklenmelidir.
Her arıcıya kendi ihtiyacı ana arılarını üretmesi öğretilmelidir.
Bu öğretiler kurslar, broşürler ve VCD- DVD’lerle yapılabilir.
Kendi ana arısını üreteceklere damızlık ana arı ve çiftleştirme kutusu veya ruşet kovan desteği verilebilir.
İllerin Arı Yetiştiricileri Birlikleri eğitimi ve girdi teminini projelere dayalı olarak organize edebilirler.
Beklenen Sonuç
Destekler sağlandığında, Kafkas Arısı’na ilaveten Orta Anadolu ve Muğla Arı ırkları da belirlenecekler, korunacaklar ve damızlık merkezleri oluşturulacaktır.
Üçüncü yıldan sonra Saf Anadolu ve Muğla Damızlıkları da verilebilecektir.
Orta Anadolu illerinde 5 bin ailenin ellerinde bulunan takribi 500 bin koloninin, Ege Bölgesi’nde 10 bin ailenin elinde bulunan takribi bir milyon koloninin bal üretimlerinin en az % 50 oranında artacağı beklenmektedir.
Kafkas damızlıklarla gelişen yapı da bu kapsamda düşünüldüğünde altı yıl gibi kısa bir zaman da Türkiye genelinde kolonilerin %50’ si olan 2 milyon 500 bin kolonide yüksek verimli ana arılar kullanılır düzeye ulaşılabilecektir.
Altı yılda Türkiye genelinde ana arı kullanılan koloni veriminin %50 artacağı öngörülmektedir.
Arıcı başına bir kez olmak üzere 750 TL lik bir destekle
Her yıl 14.100 TL fayda sağlanacaktır.
Türkiye genelinde 25.000 arıcıya bir kez olmak üzere 18.750.000 TL destekle
Her yıl 352.500.000 TL fayda sağlanabilecektir.
Melezleşen ve kaybolan doğal arı ırkları yeniden bölgelerine ikame edilmiş olacaklardır.
Gezginci arıcılığa rağmen ırkların melezleşmesi önlenmiş olacaktır.
Arıcılar kendi bölgeleri için en verimli olan damızlıklarla üretim yapabileceklerdir.
Arıcılık ülkenin hak ettiği verimliliğe kavuşacaktır.
Tüketici gerçek bala para ödeyecektir.
Bal bir dış satım ürünü olacaktır.
Arıcı birlikleri tüzüklerinde ki ana görevlerini yerine getirmiş olacaklardır.
Ahmet İNCİ ,
Ziraat Yük. Müh. ,
ANG Vakfı Arıcılık Danışmanı
Ümit Y. Gürses, ANG Vakfı Danışmanı
Eylül 2012
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder